1 Temmuz 2011 Cuma

Genç Entel'e Mektup 3

Biz gençlerin en iyi yaptığı şeylerden biri de sızlanmak. İstediğimiz bir şeyi elde edemediğimiz zaman, direk bahaneler üretip bir köşeye çekilmek ve o sırada bize yaklaşan herkese neden olmadığını anlatmaya çalışmak. Hemen suçu elimizde olmayan sebeplere atmaya bayılıyoruz.
Hiç düşünmüyoruz daha derinlemesine. Ya kadere yükleniyoruz, ya da onun bunun üstüne sallıyoruz başarısızlığın nedenini. Hiç demiyoruz ki arkadaş şöyle şöyle yapsaydım daha iyiydi, keşke bunu böyle değil de öyle yapsaydım. Hemen kabullenip yenilgiyi, bacaklarımızın arasına alıyoruz kuyruğumuzu. Yanlış. Yapmamalı böyle. Olmasını istediğimiz ve buna göre bir şekil verip uğraştığımız şeyi olduramayınca sakin olmalıyız, bir an hareketsiz kalıp, sadece derin bir nefes almalıyız. Bu derin nefesi de bir bardak soğuk su eşliğinde göndermeliyiz içimize. Ardından da, bu başarısızlığımızın, daha zekice başlamak için yeni bir fırsat olduğunu farkedip, tekrar saldırmalıyız. Yok öyle hemen pes etmek!
Yenilgi, her zaman anlıktır genç arkadaşım. Unutma ki, sen gençsin. Cem Yılmaz’ın o sahnesini hatırla. Hani “biz daha ölmedik!” diyen tipini. Bunu sen de söyle ve, gençliğini, dinamikliğini konuştur. Tuttuğunu kopart be vatandaş! Kaptığını bırakma hemen. Olur öyle. El bu, kayar elbet. Düştüysen de kalkıver bir zahmet. Asıl küreklere!
Yeterince vakit kaybediyoruz zaten şu günlük hayatımızda, yeterince bunalıyoruz zaten şu çürük yaşamımızda; bu yüzden üzülmene fırsat vermemelisin delicanlı. Sendeki enerji kimde var, bir söylesene bana? Sendeki zeka potansiyeli? Gaz vermiyorum evladım, sen gazla çalışan bir yaratık değilsin. Moral eksikliğin ve bir tutam umutsuzluğun var sadece, o kadar. Benim bu çabam ise sadece seni değil, senin gibi yalnız ve huzursuz hissedenlere destek çıkmak. Emekli olduktan sonra kullanacak değilsin o kafatasının içindeki yaklaşık 3 kiloluk organı. Otur, bir düşün. Korkacak bir şey yok. Fazla düşünecek de bir şey yok. Atıl kurt! Saldır! Parçala! Yok yani, fazla düşünürsen karar veremezsin. Ve yine korkma: en kötü kararı versen dahi, kararsız kalmandan iyidir bu.
Bak buraya. Buraya bak. Kaldır bakayım yüzünü. Yok öyle mıymıymıy çemkirmek sağa sola. İyi-kötü, doğru-yanlış diye bir şey yok. Hareketlerin ve sonuçları var sadece. House amcan ne diyor: “Words do not matter. Actions do.” Türkçe meali: “Sözlerin bir önemi yok. Hareketlerin var.”
Mazeretlerin kazanmasına izin verme. Sorunlarını çöz. Adamı hasta etme.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder