31 Aralık 2009 Perşembe

İçerden Mırıldanmalar

Kovrin yine kapatmıştı kendisini odasına. Mutlu muydu, yoksa mutsuz mu, bilmiyordu. Uzun zaman olmuştu kahkahalara boğulmayalı. İşte bunu şimdi farketti. Kendisini güldürecek bir şey bulamıyordu çoğu zaman, ve gülümsemelerle geçiştiriyordu gülünç durumları.
Kitap okuyamıyor, film izleyemiyor uzun zamandır. Kovrin'in daha bir azimle, hırsla çalışması, kendini beslemesi gerekmez miydi? Kesinlikle. Nedeni ben, yazar, bile bilmiyorum. Nasıl bir anlatıcıysam... Her neyse. Konumuz bu değil şimdi. Ki zaten bilmediğim konusunda da yalan söylüyor olabilirim.
Kovrin. Anton Çehov diye bir oyun/kısa hikaye yazarı var idi vakti zamanında Rusya'da; işte O'nun "Kara Keşiş" adlı hikayesindeki karakterin, kahramanın adı. Bunu kendime takma ad olarak atadım. O'nun gibi olmak istediğim için. Ha, olabiliyor muyum, tabii ki hayır. Olabilir miyim, bilemiyorum (bu sefer bilmediğim konusunda doğru söylüyorum). Olmayı çok isterdim ama. Yalan yok.
Şimdi iki saat Kovrin kimdir nedir falan diye anlatmaya başlamayacağım. Çok merak eden varsa, az biraz zahmet etsin, bulup öğrensin.
Bendeniz Kovrin, nam-ı diğer entel özentisi, bir cuma akşamında, öylece odasında otururken mal mal, işte bunları yazdım, ve sustum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder